26’ncı Uçan Süpürge Milletlerarası Bayan Sinemaları Şenliği dün akşam Opera Sahnesi’nde gerçekleşen açılış merasimi ile başladı. Şenay Gürler ve Ehil Dikinciler’in sunuculuğunu üstlendiği gece Allegra Ensemble konseriyle başladı.
Açılış merasiminde Uçan Süpürge’nin her yıl Türkiye sinemasındaki bayan emeğini görünür kılmak ve yeni nesil bayan sinemacıları cesaretlendirmek üzere verdiği Onur, Bilge Olgaç Muvaffakiyet ve Genç Cadı Mükafatları sahiplerine takdim edildi.
Tören bu yıl şenliğe dayanak sunan kurumlara plaketlerinin takdimiyle başladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ismine Delegasyon Lider Yardımcısı Elçi Müsteşar Eleftheria Pertzinidou’ya, Çankaya Belediyesi’ne ve Ankara Büyükşehir Belediyesi ismine Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hacı Ali Bozkurt’a ve şenliğin sponsorlarından Last Penny’ye plaketleri takdim edilirken, şenliğin destekçileri Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Goethe Enstitüsü, Fransız Kültür Merkezi, Danimarka Büyükelçiliği, Avusturya Büyükelçiliği, İsveç Büyükelçiliği, Kanada Büyükelçiliği, Meksika Büyükelçiliği, Lüksemburg Büyükelçiliği, İstanbul Vakfı ve basın sponsorlarına teşekkürler sunuldu.
‘O DUVARINIZ VIZ GELİR BİZE VIZ’
Bu yılın Onur Mükafatı sahibi sanatçı Tilbe Saran’a mükafatını Fırat Tanış takdim etti.
Saran ödül konuşmasında şu sözleri kullandı: “Öncelikle 25 yılı devirip 26.’ya geçebilen ve bunu Türkiye şartlarında sürdüren bir şenliğe gönülden teşekkür ediyorum. Bu hepimiz için çok büyük bir muvaffakiyet. Sağ olun var olun. Var olmaya devam edin. Zira nitekim eşi bulunmaz bir iş yapıyorsunuz. Umut oluyorsunuz. Şu anda galiba en çok ona gereksinimimiz var. Birinci seçimde sonuçları öğrendikten sonra Marmaray’a atlayan, son seçimde müşahit olarak yanımda oturan ve çocuğunu doğurmaktan vazgeçtiğini söyleyen güzelim kızıl saçlı bayana demek istiyorum ki: O duvarınız vız gelir bize vız. Bizim kuvvetimizdeki sürat ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır, o yalnız tarihin o durdurulamaz akışındandır. Bize karşı koyanlar karşı koymuş demektir. Hususta hareketin, yürüyen cemiyetin ezeli kanunlarına. Sükûn yok, hareket var. Bugün yarına çıkar yarın bugünü yıkar ve bu durmadan akar, akar. Biz bugünün kahramanı yarının münadisiyiz. Bu durmadan akan, yıkıp yapan akışın çizgilenmiş sesiyiz. Biz adımlarını tarihin akışına uyduran temelleri çöken emperyalizme vuran, yarını kuranlarız. O duvar, o duvarınız vız gelir bize vız.”
Saran konuşmasının akabinde sahneye şenliğin geçen yıl ve bu yılki Genç Cadıları birebir vakitte öğrencileri Nazlı Bulum ve Hikayesi Özyürek’i davet etti ve “Onlara yetişmeye çalışırken nefessiz kalıyorum, tık nefes oluyorum lakin onlar sayesinde de peşlerinden koşmaya gücüm ve gücüm kalıyor. Çok teşekkür ediyorum onlara ve bütün öğrencilerime” dedi.
Tilbe Saran ‘UÇAN SÜPÜRGE BAYAN ÇABASINDA ÇOK BÜYÜK BİR MİHENK TAŞI’
Bilge Olgaç Muvaffakiyet Mükafatı sahiplerinden Asiye Dinçsoy mükafatını Nazan Kesal’dan aldı.
Dinçsoy konuşmasında, “Ben bu gece çok duygusalım, ağlamayacağım dedim ancak Nazan’ı görünce ağlamaya başladım. Zira bana gelmeyeceğini söylemişti. Burada görünce duygusallaştım. Çok teşekkür ediyorum. Bu ödül bana bütün sinemalarım için verildi. Benim için çok özel bir ödül. Temsil ettiğim karakterler için verildi. Uçan Süpürge yalnızca bir sinema şenliği değil benim için. Hakikaten bayan gayretinde çok büyük bir mihenk taşı. Çok teşekkür ediyorum. Çok karanlık devirlerden geçiyoruz, geçeceğiz tahminen de. Bu periyotta üretme isteği verdiği için, daha azı değil daha fazlası dediği için çok teşekkür ediyorum şenlik ve çalışanlarına. 26 yıldır devam ettiren takıma. Sahiden bu karanlık periyoda evet diyen kız kardeşlerimize bir şey söylemek istiyorum: Şayet bir gün bize gereksiniminiz olursa biz her vakit buradayız. Umarım gereksinim duymayacağınız bir şeye evet demişsinizdir. Lakin bir gün muhtaçlık duyarsanız her vakit yanınızda olacağız, her vakit gerinizde duracağız. Her vakit çaba edeceğiz. Biz buradayız ve ben bu mükafatı bu karanlığın kurbanı olan Çiğdem Mater için alıyorum” dedi.
. ‘ANKARA HER VAKİT BANA İLHAM VERMİŞTİR’
Bilge Olgaç Muvaffakiyet Ödülü’ne layık görülen bir öbür isim Belmin Söylemez’e mükafatını üretimci Sevilay Demirci verdi. Söylemez, “Bu ödül benim için çok manalı, hatta en manalı ödül. Zira sinemaya Bilge Olgaç’la başladım. Onun asistanıydım. Ondan çok şey öğrendim. Çok şanslıydım onunla çalıştığım ve tanışma fırsatı elde ettiğim için. Uçan Süpürge’ye çok teşekkür ederim beni bu mükafata layık gördükleri için. Zira hayatımda bu kadar değerli bir yeri olan Bilge Olgaç ismine bir ödül almak benim için sahiden çok büyük bir onur. Uçan Süpürge hem Bilge Olgaç’ın ismini yaşattığı için hem sinemadaki bayan emeğini görünür kıldığı için çok değerli. Hem de bizim sinemalarımızı, bizleri bir ortaya getirerek bu dayanışmaya katkı sağladığı için çok kıymetli. Bunun için de samimiyetle teşekkür ediyorum. Bu ödül Ankara’da olması açısından ayrıyeten çok manalı. Zira Ankara’da büyüdüm. Ankara her vakit bana çok ilham vermiştir. Bir gün sinemalarımda yer vermek istiyorum. Sinemalarımda birlikte çalıştığım herkese teşekkür ediyorum ancak en başta her şeyi birlikte yaptığımız, filmlerimin imalcisi Haşmet Topaloğlu’na teşekkür etmek istiyorum. Bilge Olgaç çok özgün ve tutkulu bir sinemacıydı. Ömrü boyunca çok sinema yaptı, sinema yapmaktan hiç vazgeçmedi. Kararlıydı, dirençliydi. Biz de tıpkı halde zorluklardan, manilerden yılmayalım, sinema yapmaya devam edelim” diye konuştu.
. ‘GEZİ TUTUKLULARINA SEVGİLERİMİ YOLLUYORUM’
Bilge Olgaç Muvaffakiyet Ödülü’nü direktör senarist Ceylan Özgün Özçelik’ten alan kurgucu Selda Taşkın, Ceylan Özgün Özçelik’e, şenliğe, Uçan Süpürge Bayan Sinemaları Festivali’nde emeği geçen herkese ve Nil Kural’a, Bilge Olgaç’a, bıraktığı anısı ve mirasına teşekkür ederek başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Kalabalık göçmen bir ailede sevgiyle büyüdüm. Canım annem, babam, babaannem ve dedeme oldukları yer neresiyse sonsuz sevgilerimi yolluyorum. Onlar sayesinde hayattaki en hoş şeyleri öğrendim. 95 yaşındaki işçi anneanneme ve canım ablama sarılıyorum. Hocam Ulus Baker’e, kurgu yapmayı öğrendiğim Thomas Balkenhol’a, bana güvenip sinemalarını teslim eden tüm sinemacı arkadaşlarıma, bende çok emeği olan Gezici Festival’e, Başak Emre ve Ahmet Boyacıoğlu’na, ODTÜ Sinema Topluluğu’ndan Ufuk, Emre, Doğu ve başka dostlarıma, benim İstanbul’da konutum olan Yeni Sinemacılar’a ve İstos Sinema ailesine, çok şey öğrendiğim Zeki Demirkubuz’a, 14 yaşımdan beri ömrün her alanında yüzümüzü birbirine dönük olarak devam ettirmeyi başarabildiğimiz canım dostlarım Aylin, Alphan, Kardelen, Hande, Fehmican, Osman ve Ayşe’ciğime ve beni hiç yalnız bırakmayan canım arkadaşlarım Nergis, Evrim, Neco ve Mali’ye ve renkliliği, sevgiyi, umudu ve çabayı öğrendiğim dostlarıma teşekkürlerimi sunmak isterim. Ben de şu anda hapishanede olan seyahat tutuklularına sevgilerimi yollamak istiyorum. Çiğdem’le bir gün tekrar bir ortada olacağımıza inanıyorum. Bu mükafatı yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek emek vermekten, üretmekten ve paylaşmaktan vazgeçmeyenlere, tüm bayanlara, LGBTİ+lara, İranlı kız kardeşlerime, sarsıntıda yitirdiğimiz insanlara ve onların anısını taşıyanlara armağan etmek istiyorum.”
. ‘DAYANIŞMAYA ÇOK GEREKSİNİMİMİZ VARDI’
Genç Cadı Ödülü’nü geçen yılın Genç Cadı’sı Nazlı Bulum’dan alan oyuncu Hikayesi Özyürek teşekkürlerini lisana getirdi ve “Mesleğimiz ve içinde bulunduğumuz kesim evvel insan vücudunu, zihnini, her şeyden kıymetlisi gerçekliğini sorgulatıyor. Çok umutsuz, mutsuz ve çok makus hissettiğim ve bilhassa yapayalnız hissettiğim bir devirde şu an size bakıyorum ve hiç yalnız olmadığımız fark ediyorum, o yüzden çok teşekkür ediyorum. Maalesef birazcık kayıp bir nesilden geliyorum ve dayanışmaya çok muhtaçlığımız vardı. Çok teşekkür ederim. Birkaç şey hakkında çok sinirliyim bu yüzden buradan onları da söylemek isterim; vücutlarımız ve zihinlerimiz üzerinde tahakküm kurmaya çalışan erk yapılanmaya çok sinirliyim. Meslektaşlarıma ve bana uygulanan mobbinge, hudut aşımlarına, sonsuz hoşluk algılarına, sansüre, her şeye çok sinirliyim. Ancak asla umutsuz değilim. Sizinle burada olmak dayanışmaya, harekete inanmayı gerektiriyor. Ben bunların hepsine çok inanıyorum ve inat ediyorum hakikaten. Seyahat davasında haksız yere tutuklanan meslektaşlarımdan Çiğdem Mater’e ve öbür haksız yere tutuklu kalan tüm aydınların, sanatkarların ve herkesin aslında bir an evvel özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum. Çok teşekkür ederim, yeterli ki varsınız,” dedi.
. Her yıl vakıf tarafından tema kapsamında bir şahsa ya da kuruma verilen Uçan Süpürge Tema Mükafatı geçtiğimiz yıl her biri farklı alanlarda çaba veren “Kadın, Ömür, Özgürlük” diyen tüm bayanlara ithaf edildi. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)